Sitemize Hoş Geldiniz...

Bilim Ve Teknoloji

tarih

bu kürenin sırrı ne?
Orta Amerika ülkesindeki dev taş küreleri kimin neden yaptığı bilinmiyor.

Birleşmiş Milletler’in Dünya Kültür Mirası statüsü vermeye hazırlandığı gizemli “Kosta Rika taş küreleri”, uçuk spekülasyonlara konu olmayı sürdürüyor.

Orta Amerika’da hem Atlantik hem de Pasifik Okyanusu’na kıyısı olan küçük ülkenin çeşitli yerlerinde mükemmel biçimde yontulmuş, en büyüğü 2,7 metre çapında, 16 ton ağırlığında olan çok sayıda taş bulunuyor.

United Fruit Company adlı Amerikan şirketinin Kosta Rika’da muz plantasyonları için ekim sahaları için ekim alanları açarken keşfedilen ve çoğunlukla Diquis Deltası bölgesinde toplanmış olan irili ufaklı 300 kadar kürenin kimi orijinal yerlerinde duruyor, kimisi sergilenmek üzere taşınmış, kimisi de tahrip edilmiş.

Ne için yapıldıkları bilinmediğinden taş küreler ilk bilimsel raporlara konu oldukları 1930 yılından bu yana heyecan tacirlerinin düş güçlerini çalıştırıyor. Bu taşların “kayıp Atlantis uygarlığı”ndan kaldığını öne sürenler de var, 1960’ların modasına uygun olarak Dünya-dışı ziyaretçiler tarafından bırakılmış olduğunu savunanlar da. Kimi “uzman” bunları İngiltere’deki “Stonehenge” adlı dev taş anıtla, kimisi de Güney Pasifik’teki Easter Adası’ndaki kafa heykelleriyle ilşkilendiriyor. Taş küreler, Harrison Ford’un oynadığı “Kutsal Hazine Avcıları” filminde sahne alma onuruna da erişmişlerdi.

1940’lı yıllarda bölgede yapılan bilimsel arkeolojik çalışmalarsa kürelerin Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfinden önce Kosta Rika’nın güneyinde yerleşik yerli kültürlere ait çanak çömlek ve öteki malzemeyle uyum gösterdiğini ortaya koymuş bulunuyor.

Harran Ovası'nın tam göbeğinde dünyanın en eski tapınağı ortaya çıktı. Tapınak tam 12 bin yıllık...

Radikal Gazetesi'nin haberine göre, 1996 yılından bu yana Alman arkeolog Klaus Schmidt önderliğinde sürdürülen kazılarda Şanlıurfa’nın 17 km doğusunda, Göbeklitepe'de Harran Ovası'nın tam göbeğinde dünyanın en eski tapınağı bulundu.

2005 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca birinci derece sit alanı ilan edilen Göbeklitepe insanlarının Neolitik Dönem’de yaşadıkları tespit edildi. Neolotik Dönem Paleotik ve Mezolitik dönemlerden sonra gelen, ‘Yeni Taş’, en bilinen adıyla da ‘Cilalı Taş Devri’ne denk düşüyor. İnsanoğlu ilk kez bu dönemde doğa ile ilişkisini kendi lehine çevirdi avcılık, toplayıcılık ile birlikte tarıma geçti. Göbeklitepe, insanoğlunun ilk kez tarım yaptığı, deneme yanılma yoluyla arpa, buğday, mercimek türü ürünleri yetiştirmeye çalıştığı bir yer.

KAZIDA HEYKELCİKLER ORTAYA ÇIKTI
Kazıda ortaya çıkan tapınak yapılarındaki kurt kafaları, yaban domuzları, leylek, tilki, ceylan, akrep, yılan ve kafası olmayan insan kabartması o dönem benimsenen inançla ilgili önemli bulguları oluşturuyor. Kazıdan çıkan heykelcikler, şimdilik Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nin deposunda saklanıyor.

M.Ö. 10 bin yılına konumlanan tapınak, dairesel bir yapıya sahip. Harran Ovası’nı tepeden gören tapınağın bölgenin merkezi olduğu tahmin ediliyor.

EN ESKİ HEYKEL ATOLYESİ
Bu bilinmezliğin çözülmesi için her bilim dalından ekiplerin işbirliği içinde olması gerektiğini vurgulayan Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Sabri Kürkçüoğlu çalışmaları şöyle anlatıyor: “Tapınak yapılarından sekizi gün yüzüne çıkarıldı; 16 yapı hâlâ toprak altında. Burada dünyada bilinen en eski heykel atölyesi de var. Aynı zamanda hayvanların evcilleştirildiği ilk dönemden bahsediyoruz. Göbeklitepe, arkeoloji alanında bir çığır açtı. Dünyadaki arkeologlardan bölgeye yönelik geniş bir ilgi var. Ancak Türkiye’de sadece stajyer öğrencilerin ilgisini çekiyor! İnsanoğlunun yerleşik yaşama geçişinde açlık korkusu ve korunma içgüdüsünün etkili olduğu bilinirdi. Ancak Göbeklitepe bu tabuyu yıktı. Artık dinsel inanışların da yerleşik yaşama geçiş de etkili olduğu ispatlanmış oldu.”

DÜNYANIN EN ESKİ TAPINAĞI
Bilinen en eski tapınak, M.Ö. 5 bin yılına tarihlenen Malta Adası’ndaki tapınak. Göbeklitepe, ondan 5 bin yıl daha eski! Arkeoloji tarihinin yeniden yazılmasına sebep olan Göbeklitepe’nin turizm pazarında neredeyse hiç yeri yok. Şanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, basın ve turizm camiasından geniş katılım gören Şanlıurfa Kültür ve Turizm Tanıtım günlerinde Göbeklitepe’yle ilgili olarak yaşanan sıkıntıları anlattı:

“Buraya gelen turlar, önce turistlere bir sıra gecesi yaptırıp, bir de Balıklı Göl’ü gösterip turistleri götürüyorlar. Göbeklitepe’nin değeri paha biçilmez. Bir an önce ortak bir çalışmayla turizme kazandırılmalı.”

Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan da, “Göbeklitepe, tüm dünya için oldukça önemli bir alan. Şanlıurfa’yı turizme kazandırma yolunda da en güvendiğimiz noktalardan biri olacak” dedi.

Toplantıda yer alan turizmciler, iki gün boyunca gördükleri karşısında hayrete düştüklerini gizlemeyerek aynı noktada birleşti: “Doğru bir tanıtım yolu izlenirse, Göbeklitepe’ye Avrupa’dan Amerika’dan turist yağar.”

Piramitleri inşa edenlerin köleler olduğu düşüncesinin yanlış olduğu belirtilirken, piramitleri inşa ettikleri belirtilen işçilerin mezarları kamuoyuna açıldı.

 Mısır, geçen hafta bulunan, Gize piramitlerini inşa eden işçilere ait olduğu belirtilen mezarları kamuoyuna açtı.

Yaklaşık üç metre derinliğindeki mezarlarda 12 işçinin iskeletleri bulunuyor. Kuru çöl kumu ile işçilerin sonraki yaşamı için saklanan bira ve ekmek testileri sayesinde mükemmel bir şekilde korunmuş mezarlar, 4. hanedan (MÖ 2575-2467) dönemine tarihleniyor.

Piramitleri inşa edenlerin köleler olduğu düşüncesinin yanlış olduğunu belirten Mısır arkeoloji yetkilisi Zahi Havas, mezardaki işçilerin yoksul ailelerden geldiklerini ve yaptıkları iş dolayısıyla kendilerine saygı duyulduğunu söyledi.

Havas, "Köle olsalardı hiçbir zaman böyle muteber bir şekilde gömülmezlerdi" dedi.

Antik Yunan tarihçisi Heredot piramitleri yapanların köleler olduğunu söylemiş, Mısırlılar bunun bir mit olduğunda ısrar etseler de, piramitlerin yapımında kölelerin kullanıldığı düşüncesi Hollywood filmlerince yayılmıştı.

Piramitleri yapanların mezarları ilk kez 1990 yılında, bir turistin bindiği atın ayağının bir duvara çarpması ve daha sonra bu duvarın mezar olduğunun anlaşılmasıyla ortaya çıkmıştı.
 

 
Bugün 54 ziyaretçi (65 klik) kişi burdaydı!
Siteni Ekle!



Bilim Bilim Genel
link ekle bilim ve teknoloji link ekle Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol