Sitemize Hoş Geldiniz...
Bilim Ve Teknoloji
bilimin tarihi
Bilim Nedir?Bilim: "Evrenin yada olayları bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi."
"Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi."
"Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci."
Bilim Neyle Uğraşır?
Bilimin asil uğraşı alanı doğa olaylarıdır. Burada doğa olaylarını en genel kapsamıyla algılıyoruz. Yalnızca fiziksel olguları değil, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kültürel vb. bilgi alanlarının hepsi doğa olaylarıdır. Özetle, insanla ve çevresiyle ilgili olan her olgu bir doğa olayıdır. İnsanoğlu, bu olguları bilmek ve kendi yararına yönlendirmek için varoluşundan beri tükenmez bir tutkuyla ve sabırla uğraşmaktadır.
Başka canlıların yapamadığını varsaydığımız bu isi, insanoğlu aklıyla yapmaktadır.
Bilimin İlk Zamanları:
Bilim ilk defa on bin yıl önce orda doğuda parladı. Bilim , her ne kadar özellikle günlük insanların günlük yaşamına faydalı bilgileri toplamaya başlamış olsa da , doğuşundaki tek sebep bu değildi. Bitkilerin özellikleri kaydedildi. Bu bitkilerin arasında ilaç veya gıda olarak kullanılmayan fakat yalnızca merak duyulduğu için tanımlanan bitkilerde bulunmaktaydı. Hayvanlar yakalandı ve sınıflandırıldı. İhtiyaçlar da zamanla ek bilgiler getirdi. Ağır yüklerin nasıl kaldırılacağı bulundu ; makaralar , palangalar ve tekerler icat edildi , tarım teknikleri geliştirildi , çanak çömlek yapıldı , bazı maddeler eritildi.
Çin'de Bilim:
Çin Uygarlığında bilimsel faaliyetin başlangıcı M.Ö. 2500'lere kadar götürülebilir. Çin, ilk insan kalıntılarının bulunduğu yerlerden biridir. Çin uygarlığı, genellikle, kapalı bir uygarlık olarak nitelendirilmiştir. Ancak Türklerle ve Hintlilerle yakın ilişki içinde oldukları bilinmektedir. Bu etkileşim sonucunda Türklerin kullandıkları On iki Hayvanlı Türk Takvimi'ni benimsemişlerdir. Hint uygarlığından ise, özellikle matematik konusunda etkilendikleri bilinmektedir. On ikinci yüzyıldan itibaren yapılan seyahatler sonucunda, matbaa ve barut gibi teknik buluşlar, Avrupa'ya Çin'den götürülmüştür.
Çin'de kullanılan sayı sistemi on tabanlıdır. Ayrıca, işlem yapmalarını kolaylaştıran, abaküs ve çarpım cetveli gibi bazı basit aletler de kullanmışlardır. Diğer uygarlıklardan farklı olarak Çin'de daha çok aritmetik ve cebir bilimleri gelişme göstermiş ve hatta geometri problemleri bile bu iki disiplinden yararlanılarak çözülmeye çalışılmıştır.
Hindistan'da Bilim:
Hindistan'daki bilimsel etkinliklerin başlangıcını M.Ö. 5000'lere kadar geriye götürmek mümkündür; ancak bilim gibi düzenli bir bilgi topluluğunun oluşumu için yaklaşık M.Ö. 2500'leri beklemek gerekmiştir. Erken dönemlere ilişkin bilgileri Vedir metinlerden ve nispeten daha geç tarihli olan Siddhantalardan edinmek olanaklıdır.
Hindistan'da kullanılan sayı sistemi, on tabanlı (yani desimal) olup, erken tarihlerden itibaren konumsal rakamlandırma yönteminin benimsendiği görülmektedir. Sıfırı ilk defa Hintli matematikçiler kullanmıştır. Sayı sistemindeki bu erken tarihli gelişme, aritmetiğin gelişim hızını büyük ölçüde etkilemiştir.
Daha sonra Pythagorasçilara mal edilecek olan Pythagoras Teoremi'nin çözümü ile ilgili erken çözüm örneklerine Hintlilerin geometrik metinlerinde rastlamak mümkündür.
Cebir alanında birinci ve ikinci derece denklem çözümleriyle ilgilenmişler ve trigonometri alanında ise, sinüs ve kosinüs fonksiyonlarını kullanmışlardır.
Daha sonra Hintlilerin aritmetik, cebir ve trigonometri konusundaki bilgileri Sanskrit dilinden Arapça'ya yapılan çeviriler yoluyla İslâm Dünyası'na aktarılacak ve buradaki bilimsel uyanışta önemli bir rol oynayacaktır; on ikinci yüzyıldan itibaren Arapça'dan Latince'ye yapılan çeviriler sonucunda ise, Hıristiyan Dünyası bu bilgilerle tanışacaktır.
Bugün 28 ziyaretçi (34 klik) kişi burdaydı!